Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği'nin, son iki ay içinde gerçekleştirdiği etkinliklerden haberdar olabileceğiniz bültenimizin onuncu sayısı yayında. Hatay Senfoni Orkestrası Kültür ve Sanat Derneği bülteni, iki ayda bir sizlerle buluşmaya devam edecek.
HSO Sahnesi, Geleceğin Kültür Aktörlerini Güçlendiriyor
Hatay Akademi Senfoni Orkestrası (HSO), kurulduğu günden bu yana geleceğin kültür aktörlerini yetiştirmeyi ve müzik aracılığıyla çekirdekten bir dönüşüm yaratmayı misyon edindi. Yalnızca bir orkestra değil; genç yeteneklerin sanat yolculuklarına yön veren, onlara disiplin, özgüven ve sahne deneyimi kazandıran ve destekleyen bir sanat okulu niteliğinde.
HSO, farklı deneyim ve yaştan müzisyenleri aynı sahnede buluşturarak hem bireysel hem toplumsal bir gelişimin kapılarını aralıyor. Sanatın iyileştirici gücüne inanarak, bölgenin kültürel birikimini geleceğe taşıyor ve her konseriyle dayanışma, umut ve yaratıcılığı çoğaltıyor.
Bu sayıda, orkestranın çatısı altında yetişmiş genç müzisyenlerin hikâyelerini ve HSO’nun onların yaşamlarında nasıl bir yol gösterici olduğunu okuyacaksınız.
Güler Ramazan, Gazi Üniversitesi, Müzik Öğretmenliği, Lisans 2
Merhaba, ben Güler. Ankara Gazi Üniversitesi'nde müzik öğretmenliği lisans 2 öğrencisiyim. Hatay Akademi Senfoni Orkestrası'nı şefimiz Ali Uğur' un o zamanlar öğrenim gördüğüm güzel sanatlar lisesine atanmasıyla tanıdım. Orkestranın varlığından haberdar olduktan sonra, hakkında geniş kapsamlı bir araştırma yaptım ve bu aileye dâhil olmak istediğime karar verdim. 30 Kasım 2022 tarihinde ilk provaya katıldım. Yaklaşık 1 ay sonra onlarla ilk konserime çıktım. Daha sonra deprem oldu ve hepimiz hiç istemesek de dağıldık fakat bağımız ve iletişimimiz hiç kopmadı. Aralarına dâhil olduğum bu kısa süreçte bile orkestranın bana kattığı çok şey oldu. Kulağım gelişti, alan derslerimdeki başarım arttı. Birbirinden tecrübeli hocalarla çalışmak bana büyük bir deneyim kazandırdı. Hepimizin bir amaç doğrultusunda bir araya gelmesi gerçekten gurur verici. Şimdiye kadar olduğu gibi Hatay'da güzel şeyler yapmaya, yıkık şehrimizin sokaklarında müziğimizi duyurmaya, genç yetenekleri keşfetmeye ve sanatımızı yaymaya devam edeceğiz.
Kerem Çınar Cilli, Biruni Üniversitesi, İngilizce Moleküler Biyoloji ve Genetik, Lisans 2
Merhaba, ben Kerem. Şu an Moleküler Biyoloji ve Genetik okuyorum. Hayatımın iki büyük tutkusundan biri olan genetik alanında kendimi geliştiriyor olmanın gururunu yaşıyorum. Araştırma merkezlerinde, laboratuvarlarda, teorik derslerde dahi Hatay Akademi Senfoni Orkestra'sını anıyorum. Bana kattığı grup çalışma becerisi ve çalışma disiplininin ne kadar hayati beceriler olduğunu her geçen gün farklı farklı yerlerde görüyorum. Tahmin edebileceğiniz üzere diğer büyük tutkum da müzik. Müzikle gözümü açıyorum her sabah ve müzikle nefes alıyorum. Kendimi bildim bileli böyleyim. Hatay Akademi Senfoni Orkestrası bu müzik sevdamı bir düzen çizgisi üzerinde tutmamı ve benden çıkan sesin insanların kulaklarına, ruhlarına ulaşmasını sağladı. Seslerimiz birbirine katılarak güçlendi, yükseldi. Her bir ferdine ne kadar teşekkür etsem az. İyi ki varsınız, iyi ki varız.
İrem Nazik, Lise mezunu, Müzik Okulu Hazırlık Öğrencisi
Merhaba, ben İrem. Müziğe dair dinlemek dışında pek bir şey bilmeyen bir ailede büyüdüm. Aileme müzik okumak istediğimi söyleyince bölümle ilgili bilgileri olmadığı için pek desteklemediler ama bir şekilde okula gönderdiler çünkü çok istiyordum. Pandemiden sonra 10.sınıf'a geçmiştim ve okula yeni bir öğretmen gelmişti; orkestramızın şefi Ali Uğur. Orkestrayı ilk defa canlı görüyordum. İçimdeki heyecan anlatılamazdı. Belli bir süre sonra ben de o örülen kozanın bir üyesi olmuştum. Artık orkestranın koristi olmuştum. Müziğe dair bilgim artmaya başlamıştı. Zaman geçtikçe, konserlerimizi izledikçe ilk başta beni desteklemeyen ailem konserlerimizi heyecanla bekliyorlardı. Şuan çello çalıyorum. Yine orkestramızın flüt sanatçısı olan Levent Elmas hocam ile üniversiteye hazırlanıyorum. Üniversitem bitince ben de orkestranın bir çellisti olmak istiyorum, ben de kozaya bir ipek böceği olmak istiyorum. Bunlar ilk başta bana inanıp destekleyen Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ve şefimiz Ali Uğur sayesinde oldu.
Özgür Nazik, İskenderun Teknik Üniversitesi Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı, Kontrbas Öğrencisi, Lisans 2
Merhaba, ben Özgür. İskenderun Teknik Üniversitesi Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı’nda lisans eğitimime kontrbas ana sanat dalında devam etmekteyim. Ayrıca Hatay Akademi Senfoni Orkestrası’nda basgitar sanatçısı olarak görev yapıyorum. Orkestra ile ilk temasım, 6 Şubat depreminden yaklaşık beş ay sonra, kurucu şef Ali Uğur’un davetiyle gerçekleşmiştir. Bu süreç, müzik yolculuğumda bir dönüm noktası olmuştur. Orkestrayla birlikte geçirdiğim süreçte, müziğin iyileştirici gücünü ve sanatın toplumsal sorumluluğunu derinden hissettim. Seslendirdiğimiz her eserin, yıkılmış bir şehrin sesi ve umudu olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda, orkestra ile birlikte hem sanatsal hem de insani bir misyonun parçası olma bilinci kazandım. Hatay Akademi Senfoni Orkestrası, bana yalnızca bir sahne deneyimi değil, aynı zamanda müzikal vizyonumu geliştirme imkânı sundu. Duayen sanatçılarla tanışarak, onların bilgi ve deneyimlerinden yararlanma şansına sahip oldum. Bu katkılar, hem kişisel hem de mesleki gelişimime önemli ölçüde etki etti. Sanatın iyileştirici gücüne inanan biri olarak, bu ailenin bir üyesi olmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyorum.
Diyar Çiler, Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı Sahne Sanatları, Lisans 2
Merhaba, Ben Diyar. Annemin beni güzel ninnileriyle uyuttuğu günlerden bugüne, cebimde bir sürü dört yapraklı yonca biriktirmişim gibi hissediyorum. Bu şans kıvılcımları beni hep doğru zamanda doğru yere taşıdılar. HSO'yla yolumun kesişmesi de onlardan biri sayılır. Henüz 14 yaşımdaydım bu güzel insanlarla tanıştığımda. Kasım 2021'in son haftalarıydı. Kardeş gibi büyüdüğüm canım kuzenim Dilay sayesinde HSO'nun Avrupa Birliği Projesi olan Eğitim Korosu'ndan haberdar oldum. Hatay'da ilk defa bu kadar nitelikli insanın gönüllü çalışmasıyla gerçek anlamda ses eğitimi almak, bir koronun parçası olmak fikri ikimizi de çok heyecanlandırmıştı. Seçmelerin tarihi gelene kadar nasıl bekledik bilmiyorum. Eleme sırasında çok kötü bir performans sergilediğimi düşünüp ağlamıştım "Yapamadım, beni almayacaklar!" diye... Bünyelerinde çalışmaya hak kazandığımı öğrendikten sonra da bir daha "yapamayacağım" dememeye, hep çalışmaya, hep denemeye söz verdim kendime. Böylece profesyonel bir müzik geçmişimiz olmamasına rağmen ana orkestraya bile transfer olabildik. Çarşamba günlerinin benim için adeta bir kutlama gününe dönüşmesi uzun sürmedi. Ben, Dilay ve çok sevdiğim arkadaşım Kerem; orkestranın en küçük üyeleri olmamıza rağmen hem hocalarımızla hem orkestranın diğer üyeleriyle arkadaş olmuştuk. Ortak hayaller kurabildiğinde yaş farkının bir önemi kalmadığını burada öğrendim. Beraber çalmak, beraber söylemek, beraber üretmek... Düşmek, kalkmak, korkmak, yüzleşmek ve en sonunda başarmak... Biz her şeyi "beraber" yapıyorduk. Sanki biz küçük cumhuriyetimizi kurmuştuk, ötekilerin bizi görmesini ve dâhil olmasını bekliyorduk. Başta felaketten etkilenen 11 il olmak üzere bütün ülkemizi derinden yaralayan 6 Şubat depremi, herkes gibi HSO için de bir kırılma noktasıydı. Ben ailemle birlikte güvenli bir bölgeye gitmek zorundaydım fakat imkânı olan tüm HSO üyeleri hemen gruplara ayrılıp sahalara akın ettiler. Önceden müzik sadece kararmış ruhları aydınlatır sanırdım meğer can bile kurtarırmış. Birkaç yıla bir ömür sığdırdık, bence orkestranın en büyük zenginliği bu. Şimdi, İstanbul'un en büyüleyici bölgelerinden biri olan Şişhane'deyim. Her gün Galata Kulesi'ne çıkan sokaklara gidip geliyorum. Bahçeşehir Üniversitesi Konservatuvarı'nda Sahne Sanatları Bölümü'nde tam burslu okuyorum. Okulumun yetenek sınavının ilk aşaması şan sınavıydı. HSO'dan aldığım eğitimin güveniyle girdim ve çok iyi geçti. Diğer aşamalarım için de harika bir motivasyon oldu. Ulaştığım yerden çok mutluyum... Elbette geleceğe dair planlarım, hayallerim, hedeflerim var. Hepsini tek tek anlatmak çok uzun sürer ama öğrendim ki kafanda ne kadar programlarsan programla hayatın nereden sürpriz yapacağı hiç belli olmuyor. Bu yüzden şimdi 18 yaşımın getirdiklerini acısıyla tatlısıyla kucaklamaktan başka planım yok. Basitçe tek isteğim hayat boyu sanatla yaşamak... Siz de sanatla kalın...
Dilay Karasu, Maltepe Üniversitesi, İngilizce Tıp, Lisans 2
Merhaba, ben Dilay. Küçücükken evde, arabada çaldığımız CD’lerle tanıştığım müzik kısa zamanda benim en büyük ilgi alanlarımdan biriydi. Altı yaşında çalmaya başladım piyanoyla bu ilgim sevgiye dönüştü. O zaman henüz birinci sınıftaydım. Yıllar içinde öğretmenlerimin destekleriyle geliştim. HSO ile tanışmam sevgili Gizem Hoca’m sayesinde oldu. Onuncu sınıftaydım. Orkestranın eğitim korosu projesinin oluştuğu dönemde kardeşime çello dersi veriyordu ve benim ilgimi bildiğinden katılmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Başta özellikle yaşça küçük olacağımı duyunca biraz çekimserdim ama kuzenim Diyar’ı bize katılmaya ikna ettim. Koro evde, arabada şarkı söylemeye benzemiyordu; yepyeni bir deneyimdi bizim için ama çok heyecanlıydık. Ali Hoca’nın cesaretlendirmesi, Gülsüm ve Anıl Hoca’nın sıcaklığıyla ilk günden sevdim koroyu. Arkadaşımız Kerem de bizimleydi, provaların ayrılmaz üçlüsüydük. 25 Haziran’daki o ilk konserimiz sihirliydi sanki. Sonraki süreçte orkestranın ana kadrosuna dâhil olduk. Prova günleri kendi hayatımda pek mutlu olmadığım bir dönemde haftamın en parlak zamanı oldu. Bir yandan müzik yapmanın yaşattığı sevinç ve huzuru, istediğimiz performansı almanın yaşattığı o sihirli hissi, diğer yandan orada kurduğum ilişkileri hiçbir şeye değişmem. Her ne kadar yaşımız küçük olsa da aynı amaçla bir araya gelen, ortak paydada buluşan bir topluluğun bir parçasıydık. Bu kadar disiplinli, profesyonel bir ekiple çalışmak kesinlikle bizim için çok büyük bir şanstı.
6 Şubat depremiyle verdiğimiz kayıplar herkesi olduğu gibi beni de derinden sarstı. Orkestra tarihinde de bir dönüm noktası oldu zaten. Sonraki süreçte şehir değiştirmem ve üniversiteye hazırlanmam dolayısıyla aktif olamasam da uzaktan bir parçası olmaya devam ettim, fırsat bulunca arkadaşlarımla görüştüm. CRR konserinde Cansu Hoca adına yapılan bilekliklerden aldım mesela, hala kalbimin orkestra köşesinde duruyor. Lisenin son bir buçuk yılını Balıkesir’de tamamladım ve orada da okul orkestrasında solist ve koristlik yaptım. Oradaki deneyimim HSO’nun bana kattıkları sayesinde güzelleşti. Deprem sonrasında yine müzik yapıyor olmak evini geride bırakmış o küçük kızı iyileştirdi.
Şu an 19 yaşındayım, İstanbul’da İngilizce tıp okuyorum. Birinci yılımı yeni bitirmiş olsam da bir doktor adayı olarak müziğin en az ilaç kadar iyileştirdiğini söyleyebilirim size. Diyar ve Kerem de İstanbul’da. Her buluşmamızda illa orkestradan konuşuyoruz, anılarımızı tazeliyoruz hatta şarkılarımızı bile söylüyoruz mini-koromuzda. Son iki yıldır öğrendiğim bir şey varsa o da hayatın çok beklenmedik olduğu. Ne kadar plan yaparsanız yapın, bazen her şeye rağmen işler plan dışı gidiyor. Deprem o zamanki Dilay’ın hayat planında yoktu, tıp okumak da. Ama gelin görün ki şu an mutsuz değilim. Hayat denizinde yelken açmış küçük teknelerden sadece bir tanesiyim, bazen çalkalana çalkalana da olsa beni götürdüğü yer için heyecanlıyım. Müziğin artık benim için yeni anlamları, o bir kelimenin arkasına sığan sayısız anıları var. Ve biliyorum ki teknemde -ve kalbimde- müzik için her zaman bir yer var.
Meyra Olmaz, Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Müzik Öğretmenliği, Lisans 2
Merhaba, ben Meyra. Şu anda Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Müzik Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Orkestrayla yolum, güzel sanatlar lisesindeki hocam sayesinde kesişti. İlk başta sadece bir müzik yolculuğu gibi başlayan bu süreç, zamanla hayatımın en önemli parçalarından biri oldu. Müzikal olarak kulağımı geliştirdi, kendimi daha doğru ifade etmeme ve yeteneğimi daha bilinçli kullanmama yardımcı oldu. Ama bana kattıkları sadece müzikle sınırlı kalmadı; birlikte paylaşılan sohbetler, dostluklar ve hocalarımdan öğrendiklerim bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı.
Özellikle Hatay depreminden sonra orkestranın benim için anlamı çok daha büyüdü. O büyük yıkımın ve kaybın içinde, orkestra bana adeta bir aileden öte oldu. Anma günlerinde beraber söylediğimiz şarkılar, birbirimize sarılışımız, herkesin herkes için orada oluşu bana hem güç verdi hem de hayata yeniden tutunmamı sağladı. Üniversiteye hazırlandığım o zor dönemde psikolojik olarak toparlanmam gerçekten kolay değildi, ama orkestra hep yanımdaydı, çoğu zaman o boşluktan beni çıkardı.
Gelecekte, orkestra hocalarım gibi insanlara umut verecek, kalplerine dokunacak müzikler yapmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki müzik sadece seslerden ibaret değil; bazen en karanlık zamanlarda bile insanı ayakta tutan, ona nefes aldıran bir ışık oluyor. Orkestra da benim için tam olarak bu ışık oldu.
Zeynep Defne Aktuğ, Hacettepe Konservatuarı, Müzik ve Bale Ortaokulu, 5. Sınıf
Merhaba, ben Zeynep Defne. Ali hoca ile tanıştığımda 7 yaşındaydım. Çok güzel bir koroda hem müzik, solfej, nota derslerine hem de koro çalışmalarına çok büyük bir istekle ve keyifle devam ettim. Depremden önce güzel bir konser verdik. Sonrasında da konserimiz olacaktı ama deprem oldu. İyi ki konser vermişiz. Anneannem, dedem, teyzem, kuzenlerim beni konserde izlemişti. Çok gurur duymuşlardı. Sonra hepsi depremde öldüler. Bir daha beni sahnede izleyemediler. Depremden sonra da koro çalışmalarına ve keman eğitimine Hatay Akademi Senfoni Orkestrası ile devam ettim. Maalesef konserde bulunamadım çünkü konservatuar sınavıma denk geldi. Şimdi Hacettepe konservatuvarı bale bölümünü kazandım. Artık Ankara’da olacağım, müzik hep hayatımda olacak. Oraya geldiğimde hep mutlu ve huzurluydum. Kaç saat geçtiğini hiç anlamıyordum. Bütün hocalarıma ve Ali hocama çok teşekkür ederim. Arsuz’dan beni çalışmalara getiren anneme de teşekkür ederim.
Defne Alvanoğlu, Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Müzik Teorisi Bölümü, Lisans 1
Merhaba, ben Defne. Şu an 18 yaşındayım. Hatay Akademi Senfoni Orkestrasına 14-15 yaşlarında girdim. Şefimiz Ali Uğur sayesinde gerçekleşti. HSO'nun bana birçok yönde katkısı oldu. Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi’nde solfej, dikte vb. derslerde ilerlememi sağladı. Tabii ki özellikle koro dersinde. HSO sayesinde birçok insan tanıdım. Hepsi de birbirinden tatlı insanlardı. Bunların arasında Ankara, Adana, İstanbul gibi birçok yerden sanatçı vardı. Opera sanatçısı, keman, piyano, viyola sanatçısı... Şu an Ankara Müzik Ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi 1. Sınıfım. Tabii ki HSO'nun katkılarıyla. Hem oradaki hocalarım hem de Levent hocayla tanıştım. Orada bir aile gibi olduk, ne olursa olsun dağılmayan bir aile... Her şehirden insanlarla birlikte çaldık, söyledik. Onlarca konser oldu. Birçoğunda ben de vardım ve benim için hem bir deneyim hem bir anı hemde bir geçmiş oldu. Bu orkestrada olmaktan gurur duyuyorum ve hepsine özellikle de Ali hocama çok teşekkür ediyorum...
Özgür Saatçı, Ankara Müzik Ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, Müzik Öğretmenliği, Lisans 4
Merhaba, ben Özgür. Şu anda Ankara Müzik Ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Müzik Öğretmenliği okuyorum. Bu yıl 4. sınıf oldum. Orkestraya ilk katıldığım zaman Anadolu lisesinde 2. sınıftaydım. Lisedeki müzik öğretmenim, bana böyle bir orkestradan bahsetti. O sıralarda orkestraya uygun olabilecek müzik öğrencilerini yetenek sınavı yaparak seçmek ve orkestraya katmak istiyorlardı. Ben de bu sınava gittim ve orkestraya kabul edildim. O zamandan beri, 6 yıldır orkestranın içindeyim. Öncelikle o zamana kadar Hatay’da hiç profesyonel bir orkestra olmamıştı. Benim gibi Hatay’da keman çalan bir öğrenci için gerçek bir orkestrayı hayal etmek bile zorken, şefimiz Ali Hoca’nın bu zorlu yola adım atmasıyla beraber, Hatay’da benim gibi öğrenciler için bir fırsat doğmuş oldu. Ankara, İstanbul gibi bir sürü büyükşehirlerde olan senfoni orkestraları ve konservatuarlar sayesinde öğrenciler; profesyonel müzisyenleri, çoksesli müzik anlayışını küçük yaşlardan itibaren gözlemleyip öğrenebiliyorlar. Şimdi bu olanakların bir kısmı, Hatay’daki bir sürü öğrenci için de sağlanmış oldu.
Müzik eğitimi almış öğretmenlerle beraber orkestrada müzik yapmak, konserler vermek, zaman zaman senfoni orkestralarındaki müzisyenlerle bir araya gelmek… Yıllar içinde bana çok şey kattı.
6 Şubat sürecinden bu yana halkın yaşadığı zorlukları ve imkânsızlıkları, yaptığımız anma konserleri ile Türkiye’nin birçok yerinde anlatmaya ve unutturmamaya çalıştık. Bu süreçte sanatın, halkın yaşadığı zorlukları anlatmak ve hafızalarda kalıcı hale getirmek için ne kadar güçlü bir araç olduğunu gözlemleyerek öğrendim. Sanatın doğru ve yanlışlara ışık tutarak nasıl yol gösterici olduğunu gördüm. Sanatın iyi hisleri ve güzellikleri paylaşarak kötü zamanlarda bile umudu nasıl doğurduğunu gördüm. İnsanların sanat ile birlikte içlerindeki yoğun duyguları nasıl dönüştürdüklerini ve bununla daha kolay yaşayabildiklerini gördüm. Bu orkestrada birbirinden çok farklı insanların birlikte ne kadar güzel olabildiklerini ve etraflarına ne kadar güzellik üretebildiklerini gördüm. Benim de gelecekte hem sanata erişimi kısıtlı olan öğrencileri eğitmek hem de kendimi geliştirip senfoni orkestralarında keman sanatçısı olmak gibi hayallerim var.
Naz Ekmekçi, Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi, Müzik Bölümü, 10. Sınıf
Merhaba, ben Naz. Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesinde 10. Sınıf müzik bölümünde okuyorum ve keman çalıyorum. HSO, 2021 yılında katıldığım, hayatımda çok değerli bir dönüm noktası oldu. Bu yolculuk, sadece müzik yeteneğimi değil, kişisel gelişimimi de etkiledi. Orkestranın içinde bulunmak, sadece müziğin güzellikleriyle değil, aynı zamanda takım çalışması, sabır ve disiplin gibi hayatta çok önemli olan becerilerle de beni tanıştırdı. Şarkı söylemek, özellikle solist olarak sahneye çıkmak ise, büyük bir hayalim. Her nota, her melodi bana sadece teknik değil, aynı zamanda duygusal bir derinlik kattı. Geleceğe dair düşüncelerim, müzikle iç içe bir yaşam sürmek üzerine şekilleniyor. Orkestranın içinde yer almak, insanlara duygularını ve hikâyelerini şarkılarla anlatabilmek benim için çok değerli bir hedef.
Müzik, bana sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda yaşamla daha güçlü bağlar kurmamı sağlayan bir araç oldu. Orkestrada yer almanın hayatıma kattığı artılar, bana sadece teknik beceriler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda bana insanlar arası ilişkilerde ve topluluk içinde daha sağlam bir duruş sergileme yeteneği kazandırdı. Müzik, içimdeki duyguları ifade etmek için en güçlü aracım haline geldi ve her geçen gün bu yolculukta daha fazla ilerlemeyi arzuluyorum. Ve son olarak şunu söylemek istiyorum; “Müzik, ruhun en derin duygularını en saf şekilde ifade edebilen bir dil gibidir. Her nota, her melodi bir hayaldir; ve bu hayaller gerçeğe dönüşür, en güzel şekilde…”
Dilan Gassaloğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi, Müzik Öğretmenliği, Lisans 2
Dokuz Eylül üniversitesi eğitim fakültesi müzik öğretmenliği bölümündeyim. Orkestrayı ve şefimizi o zaman okumakta olduğum güzel sanatlar lisesine atanmasıyla tanıdım. İki konserini canlı dinlemeye fırsatım oldu ve benim de bu güzel insanlarla sahnede olmam gerektiğini düşündüm. Yaşadığımız depremden sonra bu ailenin bir üyesi oldum. Sanatla iyileşmeyi ilke edinen bu ailede her bir provada müziğin iyileştirici gücünü, aile bağını, umudu, eğlenceyi, her zaman hissettim. Orkestra yıkık şehrin ve umudun tükendiğini düşünen insanlar için adeta bir ilaç gibi geldi. Provalarda her eserin solfejini, şan tekniklerini ve diyaframı sürekli çalıştığımız için müzikal açıdan da beni çok geliştirdi. HSO’yu çok seviyorum. İyi ki buradayım.
Ahmet Efe Tatlı, Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi, Müzik Bölümü, 9. Sınıf
Merhaba ben Ahmet Efe, lise hayatım Güzel Sanatlar Müzik bölümü olarak bu sene başlayacak. Orkestra sürecim bir öğretmenimin aracılığıyla oldu ve seçmelere katıldım. Orada enstrüman olarak piyano ve İzmir marşı ile katıldım. Sonrasında dersler başladı, programlar yapıldı. Birbirinden güzel öğretmenlerimizle tanıştık, güzel arkadaşlıklar edindik. Müzik eğitimi dışında oyun alanımız oluştu. farklı ses sanatçılarımız bulundu. Piyano dışında sesimi kullanmayı, notaların inceliklerini, onunla birlikte vurgulamaları öğrendim. Benim için farklı bir deneyim oldu. Benim için senfoni orkestrası olarak ilk deneyimim oldu. Müziğin hayatımızdaki önemini daha iyi kavrayabildim. Ayrıca ekipçe vermiş olduğumuz koro bizim için bir gururdu.